18 Şubat 2006

Nohut, Mercimek ve Bilişim

Geçen gün Internet'te dolaşırken bir istatistiğe rastladım. Telekomünikasyon dışında Türkiye'de bilişim sektörünün GSMH içindeki payı binde 8 mertebesindeymiş. Bilişimin büyüsü, doğal olarak, ülkemizde pek çok akıllı, iyi eğitimli insanı kendisine çekiyor. Peki o zaman bu istatistik bize ne söylüyor? Türkiye'de bilişim sektöründen katma değer üretimi artmazsa Türkiye çok önemli bir kaynağını, akıl gücünü israf ediyor demektir. Bu insanlar, başka bir sektörde çalışsalar, belki çok daha fazla katma değer üretir ve daha fazla refah içinde yaşayabilirler.

O zaman, bilişim sektöründe teknoloji üretimine öncelik vermeyen, mevcut al-sat'çı zihniyet, bu zihinsel kapasiteyi, dışarıda üretilen bir takım donanım ve yazılımların Türkiye içinde ancak düşük kar marjlarıyla satışına aracılık etmesine yarayan zihniyet, aslında bu insanları da kendi içine hapsediyor. Türkiye'deki bilişim sektörünü nohut mercimek toptancılarına benzetip kritik eden bir danışman tanımıştım. Şimdi bu bilgilere bakıyorum da, aslında oldukça iyimsermiş, zira mercimek nohut ticaretinin katma değeri bilişimden malesef daha yüksek olabilir.

Burada korumacı bir politika ile, bilişim sektöründe yerel üretimin korunmasını talep edecek değilim. Sadece Türkiye'ye satan, korumacılıkla ayakta duracak bir bilişim sektörünü kastetmiyorum. Önemli olan, Türkiye'nin bilişime ayırdığı akıl gücünün sadece kendi sınırları içinde değil bölge ülkelerinde ve dünyada söz sahibi olabilecek teknoloji üretimi için gerekli yapısal ortamın sağlanıp sağlanamayacağı. İsrail'in çölün ortasında kurduğu "Silikon Vadi"nin bir alternatifinin Türkiye'de yeşerip yeşermeyeceği. Belki İsrail örneğini daha iyi incelemek lazım.

Peki, Türkiye'de bilişim sektörünün GSMH payı hangi seviyelere çıkabilir. Bu konuda çok hayalci olmamak gerekir. Türkiye ölçeğinde bir ülkenin bilişim sektörüyle kalkınması çok büyük bir hedef, ve bu hedeften malesef çok uzağız. Bilişim sektörünün, İsrail'dekine benzer bir zenginlik üretir seviyeye gelmesini hedeflemeden önce, belki Hindistan gibi bir istihdam kaynağı haline gelmesini hedefleyebiliriz. Hindistan’da bilişim sektörünün milli gelir içindeki payı 2002’de sadece %2,8 imiş. Oysa, 2008'de bilişim sektöründe çalışanların sayısının 2.2 milyon’a çıkacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla, bilişim belki Hindistan gibi emek-yoğun bir sektör olabilir ve işsizlik sorunun çözümü için bir adım oluşturabilir.

Soru güçlü bir soru. "Türkiye'nin bilişim sektörüne bağladığı akıl gücünü hakkıyla zenginlik üretir hale gelmesi için nasıl bir yapısal dönüşüm gerekir?". Bu yönde alternatifler, sektörler ve gelecek üzerine düşünmeye ve karalamaya devam edeceğim sanırım.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa