16 Temmuz 2005

Live8 @ Berlin

Haziran sonu, Temmuz başı gibi EGOS (European Group for Organizational Studies) kollokyumuna katılmak için Berlin'e gitmiştim. Birkaç gün süreyle, örgüt çalışmaları alanının Avrupa'daki en büyük etkinliği olan bu etkinlikte çeşitli çalışmalar dinledim ve ben de çalışmamı tartışma imkanı buldum. EGOS ile ilgili izlenimlerimi önümüzdeki günlerde fırsatım olursa yazabilirim, ancak EGOS sonrası Berlin'i gezmek için kalan birkaç gün içinde Live8 konserinin ortasına tesadüfen düşmemiz sadece şans olarak adlandırılabilir.

Saatlerce makale dinlemekten biraz da beyni sulanmış olabilecek bizler günlerdir gazete dahi okumamaktan dolayı, "Allah allah, bu Almanlar da hafta sonları amma geziyorlar" türünde tepkiler vererek, giderek artan kalabalığa şaşırır şekilde Brandenburg kapısına dogru yaklaşırken, yorgun düşmüş ayaklarımızın da etkisiyle konunun henüz farkına varmamıştık.

Sabanci Üniversitesi'nden arkadaşlarım Çetin ve Özlem'le beraber Brandenburg kapısının önünden kalabalığı yararak Almanya parlamentosunun arkasindan dolanip, önündeki çimlerde bir süre yayıldıktan sonra Brandenburg kapısından Siegessäule (zafer anıtı) doğru uzanana "Strasse des 17. Juni" ye geldiğimizde bunun bir konser olduğunu kaçınılmaz olarak anlamış olduk. Fakat gel gör ki, Live8 olduğunun bilincine hala varmamakta ısrarlı olduğumuzdan dolayı, satılan T-Shirtlere bakınca durumu ancak anladık. Bu utanç verici anla böylece yüzleştikten sonra, sıra konserin tadını çıkarmaya geldi. Kalabalığa Brandenburg tarafından karışmış olmaktan dolayı, sahnenin olduğu Siegessäule tarafına en uzak noktadaydık. Biz bunun Live8 olduğunu farketmeden de Siegessäule doğru yürümeyi biraz tartışmalı da olsa kararlaştırdığımız için, bitap düşmüş Özlem'i yollarda telef etme pahasına, kalabalığı yararak, sahneyi de görmek umuduyla yürümeye başladık.

Neyse ki sahne dışında, bir çok dev ekran da kurulmuştu. Programın tamamını, özellikle çıkan Alman grupları tanıyamasak da, arada sinevizyon veya gruplarda A-ha, Madonna, Chris De Burgh ve Sasha'yı ayırdedebildim. Ertesi gün gazetelere baktığımda, biz enkaz halinde devam eden konserdan ayrıldıktan sonra Faithless'in de sahne aldığını büyük üzüntüler ile öğrendim. Avrupa'da bir Rock festivaline gitme fantazim gerçek olmuştu ama ben bunun bilincinde olmadığım için değerlendiremedim. Keşke önceden haberimiz olsaydı ama buna da şükür. Hiç o yöne gitmeyip, hatta otel civarında alışverişle de günün kalanını geçirebilirdik. Gafletin de gafleti var hayatta :)

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa