19 Ocak 2006

Özgür Sinema

Hafta sonu Radikal 2'de okdugum bir haber nefesimi kesti, işte bu dedirtti. İzini kaybetmemeli, akıldan yitirmemeli, hep bir köşede tutmalı ve nefes tutularak izlenmeli. Belki bir gün, günü gelir. Yazı ve asıl bağlantısı aşağıda.
***
Daha demokratik bir sinema Erman Ata Uncu

Teknoloji, amatör sinemacıların işine yaradı. Dijital kamera, 35 mm. egemenliğindeki sinema piyasasında deneylerini gerçekleştiremeyecek birçok genç ismin iştahını kabartıyor. Uygar Asan, Pınar Asan, Anita Sezgener, Nilay Kaçar ve Tolga Çelik'ten oluşan beş kişilik bir çekirdek kadroyla 2004'ün başında yola çıkan, Yeşil Karınca Video Düş Laboratuvarı da bu tür farklı projeleri hayata geçirmek için bir mecra işlevini görmek amacında.


Ekibin büyük bir kısmı kısa filmlerden gelme. Yönetmen Tolga Çelik, Artun Yeres'in yönettiği 'Hiroshige ve Hokusai'den Mevsimler', 'Alain-Robbe Grillet İstanbul'da' gibi deneysel belgesellerin senaryolarını yazmış. TRT'nin Genç Sinemacılar projesi kapsamında gerçekleştirdiği 'Rüzgarın Evi' dahil olmak üzere üç kısa filmi ve besteci İlhan Usmanbaş üstüne bir belgeseli var. Sanat yönetmeni Anita Sezgener, yine Artun Yeres imzalı uzun metrajlı 'Oluşum' dışında, tıpkı ekipteki diğer sanat yönetmeni Nilay Kaçar gibi kısa filmlerde çalışmış. Yönetmen yardımcısı Pınar Asan'la sesçi Tolga Çelik de yine kısa filmlerden gelme. Ne var ki ekibin, 'Yeşil Karınca Video Düş Laboratuvarı' adını aldıktan sonraki ilk ürünü, 99 dakikalık 'Kış Bahçesi'.


Çekimleri Bozcaada'da gerçekleştirilen ve üç hafta süren 'Kış Bahçesi', İstanbul'daki çeşitli kültür merkezlerinde gösterilecek. Ankara, Kars, Diyarbakır'da gösterilmesi için de hazırlıklar sürüyor. Dijital kamerayla çekilen 'Kış Bahçesi'nin özel kılan ise, 35 mm.'ye basılmadan dijital olarak gösterime girecek olması. Bu, hem maliyetleri düşürecek bir strateji hem de Yeşil Karıncacılara göre sinemayı demokratikleştirecek bir adım. Yönetmen Uygar Asan, bu yolla majör dağıtımcılara muhtaç olmadan seyirciye ulaşacağından hareket ediyor. 3 Ocak'tan itibaren de senede üç ile altı arası projeye destek vereceklerini belirtiyor. Şimdilerde içlerinden Pınar Asan'ın 8-9 dakikalık video art projesinin ön çalışmalarını sürdüren ekipten yönetmen Uygar Asan'la, filmi 'Kış Bahçesi'ni ve 'Yeşil Karınca'yı konuştuk.

'Kış Bahçesi' fikri nasıl gelişti?

Belgesel hazırlarken sinema dilimin, öykü anlatma tarzımın yavaş yavaş uzuna yakın olmaya başladığını fark ettim. Ve bir senaryo yazdım; 'Rüzgar ve Tümsek' isminde. Ama bütün o bütçe aşamalarında, yani olayın ekonomik sürecinde anlaşıldı ki, 'Rüzgar ve Tümsek'i çekmek biraz maliyetli. Bu da garip bir şey doğurdu. Bir senaryo yazıyorsunuz çekemiyorsunuz. Kısa film projelerim de vardı, hâlâ gerçekleştireceğim belgesel projelerim var. Ama uzun film yapmak istediğimde ne olacak? Dedim ki kendi kendime, eğer sinema yapmayı düşünmeyi sürdürmek istiyorsam, daha düşük bütçeli bir şeyler yapayım. 'Kış Bahçesi' senaryosu da öyle doğdu.

Genelde kısıtlı bütçenin yaratıcılığı körüklediği söylenir.

Bir eylem anı var. Bunu maliyetleri daha düşük tutabilecek şekilde nasıl çözümlerim sorusu doğduğu zaman asıl o ilginç yaratıcılık serüveni başlıyor. Filmde maliyetten dolayı sıkıntı duyduğum, yani param olsaydı bu sahne şöyle olurdu da daha iyi olurdu diyebileceğim, hiçbir sahne yok.

'Kış Bahçesi'nin hikâyesi?

'Kış Bahçesi', birkaç kavramla ilgili. Bunlardan ilki, şehirden başka bir şehre göç etmek, şehirden kurtulmak. İkincisi, aşkta kötülük. Bir soru sormaya çalışıyoruz. Birine âşıksınız ve o gitmeye hazırlanıyor. O, sizinle kalsın diye onun hayatını değiştirecek ve kalmasını sağlayacak bir kötülük yapar mıydınız? Filmde aşk ve kötülük meseleleri böyle yoğrulmaya çalışıldı. Bir de ilk kısa filmden itibaren yaptıklarıma bakıyorum. Her şeyin yavaş geliştiği, bir şey olmuyormuş gibi göründüğü ama bir süre sonra eyleme kalkışıldığı bir sinema dilinden yana olmuşum. Bu biraz benimle ilgili, beni çok çarpan, şimdiye kadar karşılaştığım sinema filmlerinin bende bir yankı bulmasıyla ilgili. Umarım sevecekler.

Dijital oynatmanın ne gibi bir farkı var?

Dijital çekilip 35'e aktarılıp sinemada gösterime girmek gibi bir yol izlendi şimdiye kadar Türkiye'de. Yeşil Karınca'nın bu anlamdaki esprisi, evet dijital çekilme kısmımız diğer filmlerle ortak, ama biz dijital olarak gösterime gireceğiz. Dijital oynatmak, tek başına Türkiye'de bütün her şeyi demokratikleştirecek bir süreç gibi geldi bize. Maliyetler korkunç derecede düşecek; 35'e aktarmak gibi bir masraftan da kurtulmuş olacağız. Bir de bizde örneğin, çok daha rahat dağıtıma çıkabilecek bir yönetmen. Artık projeksiyon sistemi olan her yer, bizim için sinema salonu. Dolayısıyla majör dağıtımcılarla muhatap olmak zorunda kalmayacaksınız. Maliyeti çok düşürdüğünüz, herkesin yapabileceği bir şeye dönüşecek sinema. Ortaya çıkan ürünün iyi olduğu garantisini vermez ama dağıtımı pratikleştirdiğinden sinemayı da demokratikleştirecek bir adım.

Bu yolla film, izleyicisine ulaşabilecek mi?

Yeşil Karınca'nın attığı bu adım, dramatik yapıda bir uzun sinema filmi anlamında Türkiye'de ilk. Ve bunun bir sancısı var. Bilet meselesinden dağıtım meselesine, kavramlardan sağlıklı bir iletişime kadar çözülmesi gereken sorunlar var. Eğer bunlar aşılabilirse önü çok açık bir yol olduğunu düşünüyorum. Salon sahiplerinden kültür sanat merkezi temsilcilerine kadar herkes heyecanlandı. Çünkü ortaya atılan düşünceler güzel düşünceler. Tüm sorunları netleştirip yolumuza devam etmek ve bununu arkasının gelmesini de çok isterim. Yani sadece kendi adıma veya ikinci filmim için söylemiyorum.

Yeşil Karınca başkalarının projelerine de açık olacak mı?

'Kış Bahçesi' ekibinin tamamı Yeşil karıncanın as elemanları aslında. 'Kış Bahçesi' ekibi içinden kendi projesini gerçekleştirmek isteyenler var. Artı, Ocak 2006 itibarıyla diğer arkadaşların, Yeşil Karınca içinde olmayan, ama adını duymuş, -tabii ki belli ölçülerde ve estetik kaygılarıyla çıkartılmış projelerden bahsediyorum- insanların projelerine açık. Kısa filmler, deneysel çalışmalar, video art, belgeseller ve uzun sinema filmleri... Şu anda kendimize ait, dijital video, montaj, ses sistemlerimiz var.

'Kış Bahçesi', 20-29 Ocak arasında İstanbul Modern, Mezopatamya Kültür Merkezi, Kargart ve Nazım Kültür Merkezi'nde. (0216-550 11 42)

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa