14 Ocak 2006

Sigaranın Dumanını Çözmek

Bu bayram, aylar yıllardır ilk defa, ailemle birlikte, rahatça oturabilme lüksünü yaşadım. Sohbetler ettim, birlikte televizyon izledim, aylardır göremediğim uzak yakın akrabaları gördüm, Radikal'i, bulabildiğim zamanlar, satır satır okuma imkanım oldu (Neden, ülkemin başkentinin bazı gazete bayilerine Radikal gazetesi bir kopya gelir veya hiç gelmez?). Oh ya, ne keyifmiş. Hatta, televizyondaki dizilere bile bakma imkanım oldu. Bayram nedeniyle pek bir dizi yoktu sanırım kanallarda, ama kültleşmiş mafya dizimiz Kurtlar Vadisi'nin eski bölümlerinden birini de izleme imkanım oldu. Hiç bir bölümünü başından sonuna izlememiştim daha önce. Ama yıllardır insanlar üzerinde yarattığı etkiyi farketmeyecek kadar kopmamıştım dünyadan.

İzlediğim bu benim için ilk ve muhtemelen de son bölümünde bir şey dikkatimi çekti. Dizide kan gövdeyi götürüyor evet. Dizinin içinde hukuken ve ahlaken suç sayılacağı aşikar bir çok eylem "takır takır" ortada ve hatta övülür durumdayken, sigara içme fiili kanal tarafından karartılıyor. Bu çok "absürd" bir durum. Muhtemelen sigara içmekle ilgili bir RTÜK kararı veya ilgili bir düzenleme nedeniyle yapılıyor olsa da, geçen hafta sonu Radikal 2'de yayınlanan Yıldırım Türker'in bir yazısı ile birleştirince, insanın sorası geliyor, sigara etrafındaki bu toz duman, aslında ne işe yarıyor?


Yıldırım Türker, yazısında soruyor "Sigara karşıtı kampanyaların dili sigara tüketimini azaltıyor mu yoksa artırıyor mu?" ve ekliyor : "Öncelikle sigarayı bırakmanın dünyanın en zorlu çabalarından biri olduğu tanımından yola çıkan kampanyaların ardında sigara sermayesinin olduğundan kuşkulanıyorum. İçen içmeyen herkesin inandığı bu efsane, içene meydan okuyarak onun gözünü korkutup bırakmaya yeltenememesini güvence altına alıyor".


"Bırakana kahraman, bırakamayana iradesiz muamelesinin reva görüldüğü sert bir itişme. Sigarayı bırakmak, yardım gerektiren, çok zorlu bir savaştır. İradenizin çelikten olduğunu gösteriverin dünyaya. He hey, siz neler gördünüz de yenilmediniz. Bunu da yenersiniz. Gazanız mübaret olsun. Bu dilde ruh sağlığına, kişilik bütünlüğüne, özgürlük duygusu ve dayanışmaya dair bir şey buluyor musunuz?".


Buraya iki paragrafını aldığım yazı, her Yıldırım Türker yazısında olduğu gibi tekrar tekrar okunmaya ve üstünde düşünmeye değer. Mutlaka okumalı.

3 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

kimya labında püfür püfür parlament içtiğin günler aklıma geldi denizcim

9:56 ÖÖ  
Blogger Deniz Tuncalp dedi ki...

Volkancigim yav, Ne hoş yazını görmek. Sesini duymuş gibi oldum. Gelmiyor musunuz ailecek bu taraflara :)

Parlament degildi bir kerem, en ucuzu oldugu için Birinci sigarası kullanıyorduk, zira parasını lise veriyordu :)

Bu arada okuyanlara not: Tübitak Kimya yarışmaları için sigara filtresi geliştirme işi yapıyordum Sigarayı da saç kurutma makinesinden bozma deney düzeneği içiyordu.

10:06 ÖÖ  
Anonymous Adsız dedi ki...

evet ya, parlamenti gelip biz içiyoduk labda, nasolsa dumanaltı çakılmaz diye.
Bu arada aklıma geldi, deniz "zira" kelimesini en iyi kullanan adamlardan biridir, arapça olsa da yine güzel kullanmışsın, takdir ettim.
Artık bi biraraya gelebilsek keşkem. Çok özledim...

1:28 ÖS  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa