30 Ocak 2009

TeknoKritik - 8:
Teknolojiye Düzen Verelim Derken

Güneş ufukta yükseldikçe iletişim için yaklaşık otuz saniyede bir korna çalan sürücülerin çıkardıkları sesler Kahire sokaklarında yankılanmaya başladı. Bu sırada Bombay’da bir şoför sollayanlardan zamanında haberdar olmak için kamyonetinin arkasına büyük harflerle “LÜTFEN KORNA ÇALIN” yazdırıyordu. Aynı anda Kanada’da başka bir sürücü yoldaki tehlikeli bir durumu haber vermek için korna çalması gerektiğini fark ettiğinde, kornanın nerede olduğunu bir türlü hatırlayamadı. Öte yandan İstanbul’da trafikte işe varmaya çalışan bir sürücü, kırmızı ışığın yeşile döndüğünü önündeki sürücüye kornaya hafifçe basarak haber verdi. bu ülkelerin hepsinde trafik kurallarında “korna” aynı şekilde mi tarif ediliyor?

Bu basit örnekte görüldüğü gibi, kullanılan “araba kornası” gibi basit bir teknoloji olsa bile teknolojiler kullanımda çok farklı anlamlar ve fonksiyonlar kazanabiliyor. Hatta herhangi bir teknoloji tasarımından ve özelliklerinden neredeyse tamamen bağımsız bir sosyal varlık kazanabiliyor. Bunun en bilinen örneği de elbette Internet. ARPANET ile yola çıkanlar, MOSAIC nedir bilenler, e-posta göndermek için PINE kullanmış olanlar, INTERNET’in paralel bir gerçeklik oluşturduğu günümüzü ne kadar tahmin edebilirlerdi?

Internet, tüm kullanıcıları için aynı anlama mı geliyor veya aynı anlamı (sizin anladığınız anlamı) ifade etmek zorunda mı? Teknoloji olgusunu anlamaya ve politikalar geliştirmeye çalışırken işin sosyal boyutunu unutarak sadece mühendisçe yaklaşmak işte bu nedenle zorluklar ve tehlikeler barındırıyor. Kafamızdaki teknoloji algısını ve kullanım sınırlarını diğer insanlara zorlamaya çalışmak, aslında o teknolojinin kullanımda yeni anlamlar kazanması ve yeni kullanımlarla dönüşmesini engellemek, giderek teknolojinin budanmasına sebep olmak anlamına geliyor olabilir.

Teknolojiye yüklenen anlam ve fonksiyonlar, mutlaka rasyonel ve akla uygun olmak zorunda mıdır? Ön tekerleği ile arka tekerleği arasında büyük boy farkı olan tarihi bisikletlerin resimlerini hiç gördünüz mü? 1870li yıllarda, bir ulaşım aracından çok sirk gösterileri için yapılmış sayılan bisikletin dünya tarafından “normal” bisiklet (http://getir.net/g3g) sayıldığını ve bu “normal” bisiklete binmenin erkekliğin ispatı vesilesi olduğunu biliyor muydunuz? Günümüzün bisikletinin o yıllarda “güvenli bisiklet” (http://getir.net/g3f) denilerek bir miktar da küçümsendiğini düşününce, herhangi bir teknoloji ile ilgili mevcut norm ve sosyal kabullerin ne kadar değişken ve ne kadar zamana ve topluma bağımlı meseleler olduğu ortaya çıkıyor.

Teknoloji ile ilgili sosyal meselelerin halledilmesi amacıyla düzenlenmesi, kanunlara, kurallara bağlanarak, teknolojinin insanlarca yorumlama esnekliğine sınır getirilmeye çalışılması çok ciddi hatalar içeren sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle teknoloji söz konusu olduğunda, yorumlama esnekliği hiçbir zaman tamamen hesaba katılamayacağından, problemler çıkmadan problemleri öngörerek çözmeyi amaçlayan yaklaşımlar neredeyse her zaman istenen sonuçlara ulaşamıyor. Yapılması gereken teknolojiyi budamak yerine klasik hukuk ve düzenleme yaklaşımında olduğu gibi, gelişmenin önünde koşmaya çalışmadan, problemlerin oluşmasına ve toplumsal dengeler içerisinde kendi çözüm yolunu bulmasına katlanmaktır.

Eğer toplumsal mekanizmalar oluşan ve derinleşen sorunlara çözüm getiremiyorsa, mevcut kurallarınız ve normlarınız sorunları katlanılır şekilde yönetmenize yaramıyorsa, o zaman durumlara özel hukuki düzenlemeler hazırlayıp kurallar koymak son çare olarak başvurulması gereken bir yol olmalıdır. Aksi takdirde bulduğunuz ve çözüm olduğunu sandığınız çözümler giderek sorunun kendisi haline gelebilir, özgürlükleri budayabilir ve yeniliğin önünü tıkayabilir.

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa